NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
106 - (1208) وحدثنا
محمد بن بشار.
حدثنا
عبدالوهاب بن
عبدالمجيد وأبو
عاصم ومحمد بن
بكر عن ابن
جريج. ح
وحدثنا إسحاق
بن إبراهيم
(واللفظ
له) أخبرنا
محمد بن بكر.
أخبرنا اين
جريج. أخبرني
أبو الزبير ؛
أنه سمع طاوسا
وعكرمة مولى
ابن عباس عن
ابن عباس ؛ أن
ضباعة بنت الزبير
بن عبدالمطلب
رضي الله عنها
أتت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقالت:
إنى إمرأة
ثقيلة. وإني
أريد الحج. فما
تأمرني ؟ قال:
"أهلى
بالحج ،
واشترطى أن
محلى حيث
تحبسنى". قال:
فأدركت.
[ش
(فأدركت)
معناه: أدركت
الحج ولم
تتحلل حتى فرغت
منه].
{106}
Bize Muhammed b. Beşşâr
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb b. Abdilmecîd ile Ebû Âsim ve Muhammed
b. Bekr, İbni Cüreyc'den rivayet ettiler. H.
Bize İshâk b. İbrahim de
rivayet etti. Bu lafız onundur. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi.
(Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber
verdi, O da Tâvûs üe İbni Abbâs'ın azatlısı İkrime'yi, İbni Abbâs'dan naklen
rivayet ederlerken dinlemiş. Şöyleki:
Dubâa binti Zübeyr b.
Abdilmuttalib (Radiyallahû anha), Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
gelerek:
— Ben, ağır bir kadınım. Hacca da gitmek
istiyorum, bana ne buyurursun? demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);
— Hacc'a niyet eti Ve; Beni, nerede âciz
bırakırsan ihramdan çıkış yerim orası olsun; diye şart koş buyurmuşlardır.
Râvi: «Müteakiben Dubâa
hacc'a yetişti.» demiş.
107 - (1208) حدثنا
هارون بن
عبدالله.
حدثنا أبو
داود الطيالسي.
حدثنا حبيب بن
يزيد عن عمرو
بن هرم، عن
سعيد بن جبير
وعكرمة، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما ؛
أن ضباعة
أرادت الحج.
فأمرها النبي
صلى الله عليه
وسلم أن تشترط.
ففعلت ذلك عن
أمر رسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
{107}
Bize Hârûn b. Abdillâh
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Dâvûd-u Tayâlisî rivayet etti. (Dediki): Bize
Habîb b. Yezîd, Amr b. Herim'den o da
Saîd b. Cübeyr ile İkrime'den, onlar da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan
naklen rivayet etti ki,
Dubâa hacca gitmek
istemiş de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şart koşmasını emir buyurmuş. O
da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emrinden dolayı bunu yapmış.
108 - (1208) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
وأيوب
الغيلاني وأحمد
بن خراش (قال
إسحاق:
أخبرنا. وقال
الآخران :
حدثنا أبو
عامر، وهو
عبدالملك بن
عمرو). حدثنا
رباح (وهو ابن
أبي معروف) عن
عطاء، عن ابن
عباس رضي الله
عنه ؛ أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال
لضباعة رضي الله
عنها:
"حجي،
واشترطي أن
محلي حيث
تحبسني". وفي
رواية إسحاق:
أمر ضباعة.
{108}
Bize İshâk b. İbrahim
ile Ebû Eyyyûb El-Gaylânî ve Ahmed b. Hırâş rivayet ettiler. İshâk (Bize haber
verdi.); ötekiler: (Bize rivayet etti.) tâbirini kullandılar. (Dedilerki): Bize
Ebû Âmir yâni Abdülmelik b. Amr rivayet etti. (Dediki): Bize Rabâh yâni İbni
Ebî Maı-.....rûf, Atâ'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen
rivayet ettiki,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Dubâa (Radiyallahû anha)'ya:
— «Haccet de: İhramdan
çıkacağım yer, beni âciz kılacağın mahal olsun diye şart koş.» buyurmuşlar.
İshâk'ın rivayetinde:
«Dubâa'ya emir buyurdu.» ifâdesi vardır.
İzah:
Bu hadîsin Hz. Aişe rivayetini
Buhâri «Kitâbu'n-Nikâh» da tahrîc etmiştir.
Hz. Dubâa, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in amcası kızıdır.
Rahatsızlığı sebebiyle
hacc fiillerini tamamlayamıyacağından korktuğu için hâlini Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arzetmiş, o da ibâdetten âciz kaldığı yerde
ihramdan çıkmayı şart koşmasını tavsiye buyurmuştur.
Ulama, böyle bir şartın
caiz olup olmayacağında ihtilâf etmişlerdir.
Ashâb-ı kiram 'dan Hz.
Ömer, Osman, Alî, İbni Mes'üd, Ammâr ve îbni Abbâs (Radiyallahû anhum) hazerâtı
ile Tabiîn 'den Saîd b. El-Müseyyeb, Urve, Ata', Âlkame ve Şüreyh, şartı tecvîz
etmişlerdir.
İmam Şafiî 'nin meşhur
kavli bu olduğu gibi İmam Ahmed'le İshâk ve Ebû Sevr'in mezhepleri de budur.
Ulemâdan bir takımları
şartın bâtıl olduğunu söylemişlerdir. Mezkûr kavil Sahâbe-i Kiram'dan İbni Ömer ile Âişe (Radiyallahû
anha)'dan rivayet olunmuştur.
İbrahim Nehaî, Hakem,
Tâvûs ve Saîd b. Cübeyr hazerâtının kavilleri bu olduğu gibi îmam Mâlik, Sevri
ve îmam A'zam’ın mezhebleri de budur. Onlara göre hacca niyet ederken şart
koşmanın bir faydası yoktur. Böyle bir kimse haccını tamamlayıncaya kadar
ihramda kalır.
îbni Ömer (Radiyallahû
anh) şartı inkâr eder: , «Size Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
sünneti yetmiyor mu? O, hiç bir zaman şart koşmamıştır. Eğer biriniz bir
manîden dolayı haccedemezse, beyt-i şerife giderek onu tevâf etsin ve Safa ile
Merve arasında sa'y ederek traş olsun yahut saçını kısaltsın! Bu suretle
gelecek sene baccedinceye kadar kendisine her şey helâl olur. Hedy kurbanı
göndersin yahut onu bulamıyorsa oruç tutsun! dermiş.
Babımız hadîsini İbni
Abbâs (Radiyallahu anh)'dan rivayet eden Tâvûs ile Saîd b. Cübeyir dahî şartı
kabul etmezlermiş.
Bütün bunlar şartı
çürütmeye kâfî gelen sebeplerdir.